top of page
Search

79th Annual One World Day: Turkish Art and Folk Music with Mehmet Gencer - August 24, 2025 at 2:00 pm

  • Writer: Kaan Gencer
    Kaan Gencer
  • Aug 18
  • 10 min read

Updated: Aug 23



ree

Mehmet Gencer will sing popular songs from Turkish Art and Folk music at 2:00 pm on August 24 at the Turkish Cultural Garden in Cleveland, Ohio.


This will be a fun gathering to sing-along and dance to popular Turkish songs celebrating the 79th annual One World Day


Event: 79th annual One World Day

What: Turkish Art and Folk Music - Mehmet Gencer

When: 2:00pm, August 24, 2025

Where: Turkish Cultural Garden

_____________________________________________________________________


PROGRAM

  • Nihavend Kanun ve Ud Taksimi – Instrumental (Improvisation)

  • Åžarkılar Seni Söyler – Composition: Muzaffer İlkar | Lyrics: Fakih Özlem

  • Mihrabım Diyerek – Composition: Avni Anıl | Lyrics: Hüseyin Turgut Yarkent

  • İnleyen NaÄŸmeler – Composition & Lyrics: Zeynnettin MaraÅŸ

  • Muhayyerkürdî Violin Taksimi – Instrumental (Improvisation)

  • Duydum ki UnutmuÅŸsun – Composition: Selahattin Altınbaş | Lyrics: Hüseyin Turgut Yarkent

  • Elbet Bir Gün BuluÅŸacağız – Composition & Lyrics: Mustafa Seyran

  • Burası Agora Meyhanesi – Composition: İsmet Nedim Saatçi | Lyrics: Onur Åženli

  • Violin Hicaz Taksimi – Instrumental (Improvisation)

  • Nasıl Geçti Habersiz – Composition: Teoman Alpay | Lyrics: Nihat AÅŸar

  • İkinci Bahar – Composition & Lyrics: Sezen Aksu

  • Yâr Saçların Lüle Lüle – Composition & Lyrics: Yesari Asım Ersoy

  • Mihriban – Composition: Musa EroÄŸlu | Lyrics: Abdurrahim Karakoç

  • Leylim Ley – Composition: Zülfü Livaneli | Lyrics: Sabahattin Ali

  • Misket – Traditional / Anonymous

  • Fidayda – Traditional / Anonymous

  • Sevda DeÄŸil – Composition: Zülfü Livaneli | Lyrics: Ahmet Çuhacı


    ree

Şarkı Sözleri

Songs Lyrics

​

​

ŞARKILAR SENİ SÖYLER

SONGS SING YOU

Şarkılar seni söyler

Dillerde nağme adın


AÅŸk gibi, sevda gibi

Huysuz ve tatlı kadın

Huysuz ve tatlı kadın


En güzel günlerini

Demek bensiz yaşadın

Demek bensiz yaşadın


AÅŸk gibi, sevda gibi

Huysuz ve tatlı kadın

Huysuz ve tatlı kadın

Songs sing you

Melody is your name in all words


Like love, like passion

Grumpy and sweet woman

Grumpy and sweet woman


So, your most beautiful days

You’ve lived without me

You’ve lived without me


Like love, like passion

Grumpy and sweet woman

Grumpy and sweet woman

​MİHRABIM DİYEREK

CALLING YOU MY MIHRAB

Mihrabım diyerek sana yüz vurdum

Gönlümün dalında bir yuva kurdum

Yıllardan beridir yalvarıp durdum

Sevgilim demeyi öğretemedim

Gönlünde sevgime yer vermedin de

Yaban güllerini hep derledin de

Ellerin ismini ezberledin de

Bir benim adımı öğretemedim

Sonunda hicranı öğrettin bana

Ben sana sevmeyi öğretemedim

I turned to you, calling you my mihrab

I built a nest on a branch of my heart

I've been begging for years

I couldn't teach you to say "my love"

You didn't make room in your heart for my love

You always gathered wild roses

You memorized the names of strangers

But I couldn't teach you my name

In the end, you taught me heartbreak

I couldn't teach you how to love

İNLEYEN NAĞMELER

MOANING MELODIES

İnleyen nağmeler ruhumu sardı

Bir rûyâ ki orda hep şarkılar vardı

Uçan kuşlar, martılar

Yeşil, tatlı bir bahâr

Gülen, şen sevdâlılar vardı


Arzular orada, zevk oradaydı

Bir deniz ki aşk dolu dalgalar vardı

Uçan kuşlar, martılar

Yeşil, tatlı bir bahâr

Gülen, şen sevdâlılar vardı

The moaning melodies surrounded my soul,

A dream where songs always existed.

Flying birds, seagulls,

A sweet green spring,

Smiling, joyful lovers were there.


Desires were there, pleasures were there,

A sea whose waves were full of love.

Flying birds, seagulls,

A sweet green spring,

Smiling, joyful lovers were there.

ree
ree

 DUYDUM Kİ UNUTMUŞSUN

HEARD YOU FORGOT

Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini

Yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara


Bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı

Dizlerinin yerine dayasaydım taşlara


Hani bendim yedi renk hani tende can idim

Hani gündüz hayalin geceler rüyan idim


Demek ki senin için aşk değil yalan imiş

Acırım heder olan o en güzel yıllara

I heard that you forgot the color of my eyes

It's so pity for the tears flowing

from those eyes for you


My head that was once burning with your love, Wish I was to lean it on the stones instead of your knees


So, I was the seven colors, and was life in the core of essence

So, I was your day dream during the days, your dream at nights


So for you, then, it was not love but a lie

I pity those most beautiful years that were perished

ree
ree

ELBET BİR GÜN BULUŞACAĞIZ

SURELY WE WILL MEET ONE DAY

Elbet bir gün buluşacağız

Bu böyle yarım kalmayacak

İkimizin de saçları ak

Öyle durup bakışacağız


Belki bir deniz kenarında

El ele mâziyi konuşacağız

Benim içimde yanan ateş var

Sevgilim ne zaman buluşacağız?




Surely we will meet one day

This won’t be left unfinished

Both our hair will be white

We will stop and gaze into each other’s eyes


Maybe along the seaside

We will talk while holding hands about the past

There’s a burning fire inside me

Darling, when will we meet?



ree
ree

AGORA MEYHANESİ

AGORA TAVERN

Burası Agora meyhanesi

Burda yaşar aşkların

En divanesi, en ÅŸahanesi


Bu gece benim gecem

Bu gece bizim gecemiz

Cama vuran her damlada

Seni hatırlıyorum ve sana susuzluğumu


Bu akşam ümitlerini

Meze yapıp içiyorum

İçiyorum, içiyorum

İçiyor, içiyorum


Bu gece benim gecem

Bu gece bizim gecemiz

Cama vuran her damlada

Seni hatırlıyorum ve sana susuzluğumu

This is the agora tavern

Live here the most divine,

The most glorious loves


Tonight is my night

Tonight is our night

In every drop that hits my window

I think of you and my thirst for you


I make my hopes meze (appetizers) tonight

I am drinking, drinking,

drinking, drinking, drinking


Tonight is my night

Tonight is our night

In every drop that hits my window,

I think of you and my thirst for you

ree
ree

NASIL GEÇTİ HABERSİZ

HOW DID IT PASS WITHOUT NOTICE

Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım

Bâzen gözyaşı oldu, bâzen içli bir şarkı

Her ânını eksiksiz dün gibi hatırlarım

Dudaklarımda tuzu, içimde durur aşkın**


Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler

Hani o güzel gözlü ceylânların pınarı

Hani kuşlar, ağaçlar, binbir renkli çiçekler?

Nasıl yakalamıştım saçlarından baharı?**


Ben hâlâ o günleri anarsam yaşıyorum

Sanki mutluluÄŸumuz geri gelecek gibi

Hâlâ güzelliğini kalbimde taşıyorum

Dalından koparılmış beyaz bir çiçek gibi**

How did my beautiful years pass by unnoticed?

Sometimes they became tears, sometimes a heartfelt song.

I remember every moment of them as if it were yesterday,

The salt still on my lips, your love still within me.


Where are the flowers I once crowned your hair with?

Where is the spring of those gazelles with beautiful eyes?

Where are the birds, the trees, the thousand-colored flowers?

How had I captured the spring in your hair?



If I still remember those days, I feel alive,

As if our happiness might return again.

I still carry your beauty in my heart,

Like a white flower, plucked from its branch.

ree
ree

İKİNCİ BAHAR

SECOND SPRING

Gamze gamze bir gülü ver şimdi

Beni göğsüne alıver şimdi

Mevsimi geldi, susadım aşka

Benimle bir bütün oluver şimdi


İkinci bahar yaşıyor ömrüm

Gel benim yârim oluver şimdi

Seni gül gibi öpe koklaya

Gözümden, dilimden sakınır, saklar

Bugünkü aklımla severim şimdi


İkinci bahar yaşıyor ömrüm

Gel benim yârim oluver şimdi

Seni gül gibi öpe koklaya

Gözümden, dilimden sakınır, saklar

Bugünkü aklımla severim şimdi


Şiirler, şarkılar söyleyerek

Mehtabı birlikte seyrederek

Benimle bir dünya kuruver şimdi


İkinci bahar yaşıyor ömrüm

Gel benim yârim oluver şimdi

Seni gül gibi öpe koklaya

Gözümden, dilimden sakınır, saklar

Bugünkü aklımla severim şimdi

A dimple, a dimple — give me a rose now,

Take me into your chest now.

The season has come, I am thirsty for love,

Become one with me now.


A second spring is living in my life,

Come, be my beloved now.

Let me kiss you, smell you like a rose,

I will guard you, protect you from eyes and words,

With the wisdom of today, I will love you now.


A second spring is living in my life,

Come, be my beloved now.

Let me kiss you, smell you like a rose,

I will guard you, protect you from eyes and words,

With the wisdom of today, I will love you now.


Reciting poems, singing songs,

Watching the moonlight together,

Come, build a world with me now.


A second spring is living in my life,

Come, be my beloved now.

Let me kiss you, smell you like a rose,

I will guard you, protect you from eyes and words,

With the wisdom of today, I will love you now.

ree
ree

YÂR SAÇLARIN LÜLE LÜLE

LOVE'S CURLY HAIR

Yar saçları lüle lüle

Yar benziyor beyaz güle

O gül benim hayatımdır

Ölürüm de vermem ele


Yar yar aman Yar yar aman

Yar yüreğim oldu keman

Kavuşmamız yar ne zaman

Yar ne zaman Yar ne zaman


Yar gözlerin üzüm üzüm

Eller gecem, yar gündüzüm

O gözlere baka baka

Soldu yüzüm soldu yüzüm


Yar yar aman Yar yar aman

Yar yüreğim oldu keman

Kavuşmamız yar ne zaman

Yar ne zaman yar ne zaman                                                                  Yar gülleri beyaz beyaz

Yarimde naz bende niyaz

Aşk faslına başlamadan

Geçti bu yaz geçti bu yaz


Yar yar aman Yar yar aman

Yar yüreğim oldu keman

Kavuşmamız yar ne zaman

Yar ne zaman yar ne zaman

Yar (love's), curly hair, in ringlets

Yar looks like a white rose

That rose is my life

I rather die than give it away


Yar yar aman, Yar yar aman

Yar, my heart has become a violin

Our togetherness yar when is it to be

Yar when is it to be yar when is it to be


Yar, your eyes are like beautiful grapes

Everyone else is my night, yar is my day

As I look and look into those eyes

My face faded away faded away….


Yar yar aman, Yar yar aman

Yar my heart has become a violin

Our togetherness Yar when is it to be

Yar when is it to be Yar when is it to be


Yar, your roses are white, white

Yar has the coyness, I have the desire

Before we could get in the phase of love

Went away this summer,

Went away this summer


Yar yar aman, Yar yar aman

Yar my heart has become a violin

Our togetherness Yar when is it to be

Yar when is it to be Yar when is it to be

ree
ree

MİHRİBAN

MİHRİBAN

Sarı saçlarına deli gönlümü

Bağlamışım, çözülmüyor, Mihriban,Mihriban


Ayrılıktan zor belleme ölümü, ölümü

Görmeyince sezilmiyor,

Mihriban, Mihriban, Mihriban


"Yâr" deyince, kalem elden düşüyor

Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor, şaşıyor


Lambada titreyen alev üşüyor, üşüyor

Aşk kâğıda yazılmıyor,

Mihriban , Mihriban, Mihriban




I've tied up my crazy heart to your blond hair, won’t untie Mihriban, Mihriban


Don’t think death is harder than the separation

When you don't see,

can’t sense it

Mihriban, Mihriban, Mihriban


When “love" is spoken, pen falls off hand

My eyes can't see,

my mind gets confused, gets confused


The flickering flame in the lantern is getting chilly, is getting chilly

Love can not be written on a paper

Mihriban, Mihriban, Mihriban

ree
ree

LEYLIM LEY

LEYLIM LEY

Ayın şavkı vurur sazım üstüne

Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne

Gel ey hilal kaşlım, dizim üstüne

Ay bir yandan, sen bir yandan sar beni

Yedi yıldır uğramadım yurduma

Dert ortağı aramadım derdime

Geleceksen bir gün, düşüp ardıma

Kula değil, yüreğine sor beni

The moonlight falls upon my saz,

No one speaks above my words.

Come, my crescent-browed beloved, sit upon my knees,

The moon on one side, you on the other — embrace me.


For seven years I have not returned to my homeland,

I sought no partner to share my sorrow.

If one day you come and follow my path,

Ask not the people, but ask my heart for me.

ree
ree

MİSKET

MİSKET

Güvercin uçuverdi

Kanadını açıverdi

Yar yandım aman ayrılamam

El kızı değil mi aman aman

Sevdi de kaçıverdi


A benim aslan yarım

Duvara yaslan yarım

Duvar cefa çekemez

Bağrıma yaslan yarım


Daracık daracık sokaklar

Kızlar misket yuvarlar

Pul pul olsun dökülsün

Onu öpen dudaklar


Oy farfara farfara

Ateş düştü şalvara

Ağzım dilim kurudu

Kız sana yalvara yalvara


Camının müezzini yok

Içinin düzeni yok

Yar yandım aman ayrılamam

Çok memleketler gezdim aman aman

Yurdumdan güzeli yok

Ha benim haçı yarım

Başımın tacı yarım

Eller bana acımaz

Sen bari acı yarım


Daracık daracık sokaklar

Kızlar misket yuvarlar

Pul pul olsun dökülsün

Onu öpen dudaklar


Oy farfara farfara

Ateş düştü şalvara

Ağzım dilim kurudu

Kız sana yalvara yalvara

Pigeon flew away—

It opened its wings…

My love, my heart was burned—

Is she not a stranger girl?—

She loved and slipped away.


Oh, my lion-love,

Lean upon the wall, my love—

The wall cannot bear suffering;

Lean into my chest, my love.


Narrow, narrow alleys—

Girls roll marbles,

Let them scatter, let them fall—

The lips that kissed her.


Oh, far-fara, far-fara…

Fire fell upon the shalvar (pants),

My mouth and tongue have dried,

As I beg and beg you, girl.


The mosque has no muezzin,

It doesn't have order within

My love is aflame, I cannot part—

I traveled many lands aman aman None lovelier than my homeland—


Oh, my crucified love,

My crown, my love—

Hands won’t pity me—

At least pity me, my love.


Narrow, narrow alleys—

Girls roll marbles,

Let them scatter, let them fall—

The lips that kissed her.


Oh, far-fara, far-fara…

Fire fell upon the shalvar,

My mouth and tongue have dried,

As I beg and beg you, girl.

ree

ree

FIDAYDA

FIDAYDA

Bulguru kaynatırlar

Kuzum bulguru kaynatırlar

Serinde yaylatırlar

Aman serinde yaylatırlar


Bizde adet böyledir

Kuzum bizde adet böyledir

Güzeli ağlatırlar

Aman çirkini söyletirler


Fidayda da Ankaralım fidayda

Beş yüz altın yedirdim bir ayda

Gitti de gelmedi ne fayda

Başını da yesin bu sevda


Dama çıkma baş açık

Haydi dama çıkma baş açık

Arpalar kara kılçık

Aman arpalar kara kılçık


Eğer gönlün var ise

Haydi eğer gönlün var ise

Al bohçanı yola çık

Aman al bohçanı yola çık


Fidayda da Ankaralım fidayda

Beş yüz altın yedirdim bir ayda

Gitti de gelmedi ne fayda

Başını da yesin bu sevda

Oh, they boil the cracked wheat,

Sweetie, they boil the cracked wheat,

In the cool air, they leave it to rest.

Oh, they leave it to rest in the cool air.


This is our custom,

My dear, this is our custom—

They make the beautiful cry,

Oh, they force the ugly to speak.


Fidayda, oh, my native of Ankara, fidayda!

I fed her five hundred gold coins in just one month;

She left and never returned—what’s the point now?

May this love devour you entirely!


Oh, don’t go up to the roof with your head uncovered,

Come on, don’t go up with your head uncovered—

The barley grains are like fishbones,

Oh, the barley grains are like fishbones.


If you truly have the heart,

Come on, if you truly have the heart—

Take your bundle and set out,

Oh, take your bundle and set out.


Fidayda, oh, my native of Ankara, fidayda!

I fed her five hundred gold coins in just one month;

She left and never returned—what’s the point now?

May this love devour you entirely!

ree
ree

SEVDA DEĞİL

THIS IS NOT LOVE OF MINE.

Bir ÅŸafaktan bir ÅŸafaÄŸa

Bir akÅŸamdan bir akÅŸama

Merhaba demeden daha

Bu gitmeler gitme deÄŸil


Eğil salkım, söğüt eğil

Bu benimki sevda deÄŸil

Eğil yağmur, rüzgar eğil

Bu benimki sevda deÄŸil


Eğil dalga, bükül demir

Güzelliğin gerçek değil

Pencerem kör, kapım kitli

Bu bendeki seyir deÄŸil


Eğil salkım, söğüt eğil

Bu benimki sevda deÄŸil

Eğil yağmur, rüzgar eğil

Bu benimki sevda deÄŸil

From one dawn to another

From one evening to another

Before saying hello

These departures are not leaving


Bend down, willow cluster, bend down

This isn’t what I call love, my dear

Bend down, rain, wind, bend down

This isn’t what I call love, my dear


Bend down, branch, buckle down, iron

Your beauty is not real

My window is blind, my door is locked

This is not the view I hold, my dear


Bend down, willow cluster, bend down

This is not love, my dear

Bend down, rain, wind, bend down

This is not love, my dear

ree

 
 
 
bottom of page